Charlie Chaplin çocukluğumda oyuncak kutumda kapalı kalmış bir karakterdi benim için. Ta ki, neden bilmiyorum, merakımı yeniden cezbedene ve nostalji kuşağına kulak kabartmışım gibi yeniden filmlerini izleme ihtiyacı duyana kadar.
Kapalı kapılar ardındaki kutularımı kurcaladım, oyuncaklarımın içerisindeki o komik adamı buldum, çıkarttım ve bunca zaman neden Şarlo’yu orada tuttuğumu anladım.
Belki bilinçli olarak belki de bilinçsizce, bilmiyorum, henüz kıymetini bilebilecek olgunlukta olmamanın endişesiyle elimdeki değeleri kaldırıp kutularıma kaldırmışım, kendime hedefler koyar gibi. Şarlo da bunlardan birisiymiş.
Ona gereken değeri verebileceğim uygun bir zamanda da çıkartıp koymuşum ekranıma. Belki de bu yaşlarımda okumak üzere kaleme aldığım bir mektubummuş Şarlo benim. Dolayısıyla, tesadüfen değil ama, zamanı geldiği için yeniden izlemeye başladım filmlerini. İlk olarak “Şehir Işıkları”yla çekti beni içine, “Altın’a Hücum”, “Sirk”, “Paris’li Kadın”, “Köpek Hayatı” ve diğerleri.
Üzerine yazılmış yüzlerce, belki binlerce kitap, makale, not, çekilmiş belgesellerden sonra uzun uzun aynı şeylerden bahsedip zamanınızı almayacağım.
Ama yine de birkaç cümleyle özetlemek gerekirse, 1889’da Londra’da doğmuş; 1910’larda bir İngiliz vatandaşı olarak gittiği Amerika’da komedi dünyasında büyük başarılar elde etmiş, fakat filmlerindeki bazı sahnelerden ve genel olarak kapitalizmi eleştirmesinden dolayı komünist ilan edilerek Amerika’yı terketmek zorunda bırakılmış. Bu sebepten son birkaç filmini Avrupa’da çeken Chaplin, 1972’de ve 73’te Sinema Sanatları ve Bilimleri Akademisi (Academy of Motion Picture Arts and Sciences) tarafından verilen Oscar ödülüne layık görülmüş. 1972’de kazandığı Akademi Onur Ödül töreninin bir bölümünü buradan izleyebilirsiniz.
En önemli filmlerini çoğunlukla aynı oyuncu kadrosu ile çeken Chaplin, özellikle 1915-1923 yılları arasındaki filmlerinin baş kadın oyuncusu Edna Purviance olmuş.
88 yıllık hayatına o kadar çok film sığdırmış ki, ben kaç adet olduğunu sayamadım. Filmlerini daha detaylı incelemek isteyenler Wikipedia’dan ve IMBD‘den araştırabilirsiniz. Ayrıca hayat hikayesini merak edenler için bir diğer Wikipedia linkini de buraya bırakıyorum.
Charlie Chaplin’in neden bu kadar konuşulmayı hak ettiğini daha ilk filmini izlediğimde anladım. 88 yaşında hayata gözlerini yuman ünlü oyuncu bugüne kadar çektiği filmleri yazıp, yönetip, oynayıp, kimi filmlerinse müziklerini bestelemiş ve bütün bunları da büyük bir başarıyla yapmış. Yeteneklerinin her birisi için ayrı ayrı yazılar yazılabilir, yazılmıştır da. 1914’lerden başlayarak 63 film çekmiş. Bu yapımlarda beni en çok etkileyense, işlediği konuları ve duyguları o kadar başarılı bir şekilde vermiş ki, gerçekten oyuncuları konuşturmaya ihtiyaç kalmamış. Film endüstrisinin bu kadar ilerlemesine, sektörün çok başarılı oyuncu ve yönetmenler yetiştirmesine rağmen bence Charlie Chaplin’in koyduğu çıtanın üzerine pek de çıkan olmamış.
Mubi üzerinden, yukarıda saydığım ve aynı zamanda kendisinin de oynadığı filmleri izleyebilirsiniz. Youtube üzerinden de farklı kanallarda çeşitli filmleri yüklenmiş. Chaplin’in resmi sitesi olan Charlie Chaplin kanalından çeşitli kısa videoları izleyebilirsiniz. Ayrıca Charlie Chaplin Films kanalında da farkı filmleri bulunuyor.
Şarlo işsiz, Şarlo aylak adam, Şarlo beceriksiz, duygusal, inatçı, biraz şanslı, ama koca yürekli bir adam. Üzerinden, dile kolay, yüz yıl geçmesine rağmen hala izleniyor, güldürüyor, duygulandırıyor.
Son olarak, hayatının son yıllarında çekimleri yapılan ve Richard Patterson’un yönettiği The Gentleman Tramp (1975) belgeselin bir bölümünü aşağıda paylaşıyorum, şimdiden iyi seyirler: